Semaver | Sait Faik Abasıyanık
Semaver
“Sait Faik, Burgaz çalılıklarından çekti bir kızılcık dalı kopardı, kalem gibi yonttu, ucunu yaşama batırdı ve yazmaya koyuldu.
Türk hikâyeciliği Ömer Seyfettin’den sonra Memduh Şevket Esendal, Fahri Celalettin gibi ustaların sürdürdüğü bir türdü. Sabahattin Ali, Refik Halit’in memleket hikâyeciliğine diyalektik bir görüş katmış ve bu yeniliği ile 1940’ların tek ismi olmuştu. Sait Faik ise onların yapmadığı bir şeyi yaptı. Bir konuyu değil, yaşamın bir parçasını işliyordu. Bir tez savunmuyor, bir yaşantıyı yansıtıyordu. İnsan sevgisi dolu, doğa sevgisi dolu bir yüreği vardı. Neye baksa bu sevgi ile ısınıyor, ışıklanıyordu. Biz ancak o el attıktan sonradır ki, en önemsiz görünen insanların ve şeylerin zevkine eriştik.” Haldun Taner, Ölürse Ten Ölür Canlar Ölesi Değil, 1983
İçindekiler;
- Semaver
- Stelyanos Hrisopulos Gemisi
- Meserret Oteli
- Bir Kıyının Dört Hikâyesi
- Babamın İkinci Evi
- İpekli Mendil
- Kıskançlık
- Bohça
- Orman ve Ev
- Düğün Gecesi
- Şehri Unutan Adam
- Üçüncü Mevki
- Garson
- Birtakım İnsanlar
- Benimle Beraber Seyahatten Dönenler
- Sevmek Korkusu
- Louvre’den Çaldığım Heykel
- Robenson
- İhtiyar Talebe
- Bir Vapur