Dönüşüm | Franz Kafka
İlk kez 1915’te Die Weissen Blaetter adlı aylık dergide yayımlanan Dönüşüm, Kafka’nın en uzun ve en tanınmış öyküsüdür ve yayımlanmasının üzerinden nerdeyse bir asır geçmesine rağmen hâlâ tüm dünyada en çok okunan kitaplar arasındadır.
17 Ekim 1912’de Felice Bauer’e gönderdiği mektupta Kafka, Amerika romanı üzerinde çalıştığını, ilerleyemediğini görünce sıkıldığını ve yataktan kalkamaz hale geldiğini; bu nedenle bir öykü yazarak ara vermek istediğini yazar. Dönüşüm işte böyle ortaya çıkar.
Kumaş pazarlamacısı olan Gregor Samsa’nın uykusundan kocaman bir böceğe dönüşerek uyanmasıyla başlayan Dönüşüm, giderek gerçeklikle kurmacanın sınırlarını zorlayan müthiş bir anlatıma dönüşür.
FRANZ KAFKA (1883-1924) Çek asıllı Yahudi bir ailenin çocuğu olan Franz Kafka 1883’te Prag’da doğmuş ve büyümüştür. Birinci Dünya Savaşı’nı, Avusturya – Macaristan İmparatorluğu’nun çöküşünü yaşamıştır. Yoksul, taşralı Çek bir aileden gelen babası Prag’a yerleşir, çok çalışarak zamanla büyük bir servetin sahibi olur. Annesi ise aydın ve varlıklı bir Alman Musevi’sidir. Babası, Kafka için pek çok şeyin ölçütü olmuş ve yaşamı boyunca ona karşı kendisini güçsüz ve ezik hissetmiştir. Genç yaştaki yazma içgüdüsüne rağmen, geçimini sağlayabileceği bir meslek için hukuk tahsili yapar. Felice Bauer’le nişanını bozduktan sonra Milena Jesenka ile nişanlanır, ancak evlilik mi yazarlık mı henüz karar verememişken vereme yakalandığını öğrenince evlenmekten vazgeçer. Etkilendiği yazarlar Charles Dickens, Dostoyevski ve Flaubert’dir. Taşrada Düğün Hazırlıkları, Bir Savaşın Tasviri, Babaya Mektup, Dönüşüm, Yargı, Amerika, Dava, Ceza Sömürgesi, Şato, Aforizmalar, günceler, mektuplar ve diğer öyküleriyle Kafka, gelmiş geçmiş tüm zamanların yarattığı toplumsal mekanizmaların sonucu olan yalnızlığı, anlamsızlığı eşsiz bir üslupla betimlemiştir.
Kitaptan
Gregor Samsa bir sabah huzursuz düşlerinden uyandığında kendini yatağında kocaman bir böceğe dönüşmüş buldu. Panzer gibi sert sırtının üzerinde yatıyordu ve başını biraz kaldırdığında tepesinde, yorganın neredeyse kaymak üzere olduğu kubbe gibi yuvarlak, kahverengi, yay biçiminde sert çizgilerle boğum boğum olmuş karnını gördü. Geniş gövdesine oranla pek cılız görünen bir sürü bacağı gözlerinin önünde çaresizce çırpınıyordu…